Anadolu yakasında bir zarafet örneği

Birkaç küçük ayrıntıya dikkatle bakmazsanız, ilk bakışta bu villanın Amerika'nın batı kıyılarında ya da Avrupa'nın güneyindeki tatil beldelerinden birinde olduğunu düşünebilirsiniz. Özenli ve modern dış cephe uygulamaları ve farklı malzemelerin geometrik bir uyum içinde gözü yormayacak şekilde kullanıldığı dış cephesiyle bu villa, İstanbul'un Anadolu yakasındaki Dragos mevkiinde bulunuyor. Özenli ve uyumlu malzeme kullanımı konusunda örnek gösterilecek bir bina olan villanın dış cephesine, olumsuz hava koşullarına karşı dayanıklı ve bir o kadar da şık bir görüntüsü olan teak ağacı damga vururken, bu seçkin görünüm bakır ve ferforje malzemenin dengeli kullanımıyla daha da zenginleşiyor. Mekânın özenli peyzaj tasarımı da bu uyumlu görünümü tamamlayan bir etken olmuş.

Evin iç mekânına bakmadan önce, özel bir dokunuşla mekânı sıradışı kılan bu giriş kısmına da bir göz atalım. Burada, projeyi üstlenen ekip öncelikli olarak bakır çatı detayını bu girişte de tekrarlayarak üzerine çakıl konulan bir çatı eklemiş. Ama bu girişin asıl ilgi çekici yanı, renkler ve desenleriyle mekânı canlandıran ve dinamizm katan vitraylı cam duvarlar.

Herhangi bir dairede tutarlı ve bütünlüklü bir dekorasyon anlayışı izlenmişse daha antre kısmından sizi nasıl bir evin beklediğini az çok anlayabilirsiniz. Bu örnekte de durum farklı değil. Villanın iç mekânlarına hakim olan o ölçülü lüks ve yer yer oryantal esintiler taşıyan klasik anlayışın izlerini bu giriş kısmında açıkça görebiliyoruz. Mermer zeminle biçimlenen bu tarz açık renk duvarlar, beyaz kapılar ve tavandaki Uzakdoğu esintili lambayla tamamlanıyor.

Villanın mutfağında yine mermer kullanımının bu kez kapıdaki desenlerle uyum içinde bir birliktelik oluşturduğunu görüyoruz. Açık renk paletinin hakim olduğu mekânda dolap kapaklarındaki kahverengi hoş bir kontrast yaratırken, mutfağın genelinde sade, şık ve seçkin bir tarzın hakim olduğunu gözlemlemek mümkün. Karşımızda hem işlevli ve kullanışlı, hem de asil ve zengin görünen, aydınlık bir mutfak var.

Villanın salonuna doğru ilerlediğimizde ise bildiğimiz ev dekorasyonu anlayışının bir hayli dışına çıkan ve adeta müzeyi andıran bir manzara bizi karşılıyor. Zemininde ahşabın tercih edildiği salon klasik bir avizeyle daha ilk bakışta insanı etkilerken, asıl baş rolü tüm duvarı kaplayan ve gömme vitrinlerle onların arasında adeta Kaşıkçı elması gibi parlayan şömine üstleniyor. Tüm duvarı kaplayan pencereler sayesinde doğal ışık bakımından sıkıntısı olmayan mekân, geceleri ise özel bir aydınlatma sistemi sayesinde müthiş bir zarafete kavuşuyor.

Böyle bir villada olmazsa olmazlardan biri de hidromasajlı küvettir diye düşünebilirsiniz ama burada en az hidromasajlı küvetin kendisi kadar ilgi çekici olan unsurlardan biri de arka duvarı boydan boya kaplayan tablo olmuş. Tasarımcının kendine has dokunuşunu hissettiğimiz o anlardan biri.

Dragos'daki bu villanın adeta her odasında bir sürpriz saklı. Onlardan biri de tek başına bir şıklık sembolü olan bu giyinme dolabı. Ahşap zeminle malzeme açısından uyum sağlayan ama daha koyu rengiyle monotonluğu bozan seçkin bir parça.

Misafir olduğunuz bir evde böyle bir banyoya girseniz, büyülenmez misiniz? Villanın tamamına hakim olan tasarım anlayışının bu kez bir adım öteye götürüldüğü ve oryantal bir lüksün her yönüyle hissedildiği bu banyo, kelimenin tam anlamıyla saraylara yaraşır bir mekân izlenimi veriyor.

Bu lüks villadaki turumuzu, altın sarısı rengin altında adeta nadir bulunan bir eser gibi parıldayan bu yemek masasıyla sonlandıralım.  

Bu projeyi beğendiyseniz, İstanbul'un diğer ucundaki Silivri'de bulunan bu görkemli villaya da bir göz atabilirsiniz.